Gönlümden Kopanlar

PAŞAM

Osman Pala | 2008-10-19 14:40:50
Nankör mü? Yoooo aslaaa. "kendilerine üç kuruşluk menfaat verildiğinde eğilip bükülmeye alışmış insanların" iftirasıdır diye düşünürüm. Bir hayvanın asıl karakterini böylesine muhafazasını kıskandıklarındandır.

NALBANT

Osman Pala | 2008-10-02 03:45:31
Kalın meşin önlüğü, yana kaykılmış kasketi, ağzında o anda içiyor ile yutuyor arası sigarası olan koca ihtiyar nalbant. İlerlemiş yaşına rağmen güçlü kollarıyla kavradığı atın ön bacağını dizinden büküp kendi dizindeki meşin yamanın üzerine yerleştirmeye uğraşırken göz ucu ile de yardımcısı olan büyük oğluna işmar ediyordu.

ÇARIKLI ERKANIHARP

Osman Pala | 2008-10-02 03:42:17
Onbir yasında iken doğup büyüdüğüm şehirden, rahmetli babamın işlerinin bozulmasi nedeni ile köye göç etmek zorunda kaldık. Gerçek köy görmemistim o zamana kadar veya öyle sanıyordum. Doğduğum şehrin çevresindeki köylere misafirliğe falan giderdik, şimdi hepsi o koca şehrin banliyoları oldular.

TUFEYLİ

Osman Pala | 2008-10-02 03:40:11
Yanmış harmanın \"öşür\"ü olmaz demişti,çok şaşırdım hiç öyle bir şey duymamıştım o güne dek. Güldü yüzüne baktığımda. Tertemiz bir yüzü vardı,nurluydu, küçücük zeytin gözleri hep güldüğü izlenimini veriyordu, gönlü yüzüne aksedenlerdendi.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 12

Osman Pala | 2008-10-02 03:26:48
Askılı bahriyeli elbiselerim gelmişti artık rugan ayakkabılarla beraber. Annemin bir küçük kardeşi bahriyeli idi. Nevrez Hanım Teyze’nin kocası da. üstelik denizaltı subayı imiş. Göstermişti resimlerini ağlayarak. Bu yüzden çok seviyordum bahriyeli kıyafetlerini. Boynunda muskası bile vardı. Hele şapkası… çok yakıştığını söylemişti Atom Yenge’m.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 11

Osman Pala | 2008-10-02 03:25:02
Zurnada peşrev olmaz derlerdi, hep merak ederdim ben de, öyle ya yanında davul da gerekmiş..Bahçe epeyce kalabalıklaşmıştı. Bahçedeki çimenler neredeyse boyum kadar olmuşlardı,kırmızı gelincikler ve yeşil çimen ne kadar da güzel görünüyordu. Nevrez Hanım teyzeyle ikimiz kafesli pencerelerin arkasındaki minderliğe oturmuş bahçede olanları seyrediyorduk.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 10

Osman Pala | 2008-10-02 03:23:03
Akıllanmalıydım artık.Kulaklarım epey acımıştı. üstüne birde kabakulak olunca...Haminne\'me götürdüler,okuyup üfleyip kopya kalemi ağzında ıslatarak bir şeyler çiziktirmişti suratıma. Babam da haftalık vermeye başlamıştı artık. Ama ben bundan böyle onun çocuğu olmayacaktım. öyle anlaşmıştık;kardeşim babamın çocuğu ben de annemin.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 9

Osman Pala | 2008-10-02 03:20:56
İşte başlamıştı yine karlar erimeye. Arnavut kaldırımı diyorlardı,ortasına doğru tümsek bir yoldu evimizin önü. Yolun her iki yanı dere gibi oluyordu karlar erimeye başladığında. çok severdim derenin önüne taşlar koyup göl yapmayı. Ama bir yandan da kızıyordum \"ben nereden geldim?\'\' diye sorduğumda, \"bu dereden tuttuk seni\" dediklerinde.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 8

Osman Pala | 2008-10-02 03:12:31
Yaşasııınnn diye bağırarak uçuyordum havalara. Atom yengem hem okumayı hem de yazmayı öğretecekti. Akıllı bir çocuk olduğumu söylüyordu annemle babama,üstelik beni haşlamamalarını tembih ediyordu. çok seviyordum onu. Arada sırada sakladığımız uçurtmaya da izin vermelerini söylüyordu. Küt küt atıyordu minicik kalbim babam onlara karşı çıktıkça.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 7

Osman Pala | 2008-10-02 03:11:34
Konuşurken duymuştum annem bir radyo istiyordu. Babam ise kızıyordu. Meğerse annem Zeki Müren\'e aşıkmış, babamda Hamiyet Yüceses\'e. Nedense bizim mahellenin bütün kadınları Zeki Müren\'e aşık olduklarını söylerlerdi. Atom yenge bile \"Mehmet amcanın\" korkusu olmasa öyle olduğunu söylerdi. çok severdik Atom Yenge’yi, adını da bilmezdik Atom Yenge derdik hepimiz.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 6

Osman Pala | 2008-10-02 03:10:05
Kamuran ağabeylerin arka bahçelerinde piknik yapmamıza izin verirdi anneleri.üfff onların bahçede meyva ağaçlarıyla doluydu. Hele karadut... şapkamın siperliğini sökerdim,kâse yapardım. Karadut lekesi bulaştığında kolay çıkmazdı,benim şapka rengârenk olurdu tabii. Eve gidince yerdik tokadı her zamanki gibi. Tokat neyse de kulağımı çektiklerinde çok acırdı ama. Ne harika günlerdi onlar.. Hiç unutamıyorum o bahçelerin ve meyvelerin kokularını hala.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 5

Osman Pala | 2008-10-02 03:08:09
Daha sık görmeye başlamıştım Nevrez hanım teyzeyi.Aşağı katta oturanların çocuklarını istemiyordu artık. Kendisine yardım ettiğim için çok teşekkür ediyor,çikolata almıyorum diye kızıyordu bana. Oysa bayramda el öpmeye giderken çikolata ikram edenler para verenden daha makbuldü bizler için. Bol değildi şimdiki gibi.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 4

Osman Pala | 2008-10-02 03:04:50
İşte coşmuştu yine mahallemizin tek müzisyeni Kamuran ağabey. \"Mahallemizde Kâmil bey amcanın kızı Kamuran abla, bir de yan komşumuzun oğlu Kamuran ağabey vardı. Birine abla derken diğerine Kamuran ağabey demek çok komik gelirdi bizlere.Tam da oturup etrafı seyrettiğimiz kafesli pencerenin aşağısına düşerdi evleri. Akordiyonu vardı. Duydukmu koşardık hemen pencereye kardeşimle beraber .

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 3

Osman Pala | 2008-10-02 02:53:24
Ortalık sakinlemişti biraz. Dörtyol ağzındaydı evlerimiz. Sol karşımızda Merkez Hanım teyzenin evi,sağ karşımızda ise ebe annemin oturduğu ev vardı. Nevrez Hanımın konağı çapraz köşedeydi bize göre. Ebe annemin ablası Beyice abla iğneci idi aynı zamanda. Küçük kardeşleri Fatma abla ise kara sevdalıymış. çok severdi beni.Ebe annemden bile çok. Esmer tenliydi,çok güzel bir yüzü vardı,pamuk gibi yumuşacıktı.Onun elleri bir başka okşardı başımı. 

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 2

Osman Pala | 2008-10-02 02:50:13
Babaannemin alt kattan gelen bağırışı ile uyandık.Ne olduğunu bilmiyorduk ama kötü bir şeyler olduğu babamın telaşından anlaşılıyordu. Hızla indi. Aşağı kattaki taşlıkta babaannemle konuştuktan sonra,büyük bir gürültü ile kapanan evin iki kanatlı ahşap kapısının şıkırtılı gürültüsünü işitmiştik.

NEVREZ HANIM VE KONAĞI 1

Osman Pala | 2008-10-02 02:48:14
Ömrünün son yıllarını yarı divane geçiren bu asil kadını ve kara sevda denilen aşkını anlatıp anlatmama konusunda epey tereddütlüyüm hala.Saraydan koca şehrin kenar mahallelerine sarkmış gerçek bir yaşam.çocukluğumda şahit olduğum ömrünün son yıllarını çocuk gözü ile anlatmaya çalışacağım (kara sevdanın ne demek olduğunu bile bilmiyordum).

EDEBİYAT

Osman Pala | 2008-08-01 00:13:28
Neden edebiyat diye sorduğunuzda içimdekileri aktarabilmeyi becerebilirsem sanırım hak vereceksiniz bana.