NEVREZ HANIM VE KONAĞI 7

Osman Pala | 2008-10-02 03:11:34
Konuşurken duymuştum annem bir radyo istiyordu. Babam ise kızıyordu. Meğerse annem Zeki Müren\'e aşıkmış, babamda Hamiyet Yüceses\'e. Nedense bizim mahellenin bütün kadınları Zeki Müren\'e aşık olduklarını söylerlerdi. Atom yenge bile \"Mehmet amcanın\" korkusu olmasa öyle olduğunu söylerdi. çok severdik Atom Yenge’yi, adını da bilmezdik Atom Yenge derdik hepimiz.

Atatürk'ün resmini çizmeyi öğretmişti bana, sadece kafasını ama çok güzel çizerdim çatık kaşları okyanus mavisi gözlerindeki derinliği ile görkemli bakışını tamamlamak için mavinin en güzel tonlarını arardım. Okula giden abilerden boya kaleminin uçunu kırar dişlerimle kemirir berbat ederdim boya kalemlerini... abi yetişirdi imdadıma yine.

Telefunkendi markası babamın eve getirdiği radyonun... Bataryalı dediler çünkü elektrik bağlanmamıştı bizim oturduğumuz eve. Karşıda Nevrez Hanımın evinin önündeki direkten hat çekilecek diyorlardı. Fakat bizim mahellenin muhtarı Demokrat Partili olduğu için CHP'lilerin işlerini yapmazmış. üstelik Vatan Cephesi'ne de kayıt olmazmış babam olsaymış eğer birde metruk yer vereceklermiş.

Saim amca ile konuşurken duymuştum bir gün. çok tarla bırakmış dedem onlara. “Bir karış arsaya mı tenezzül edeceğim?” diyordu. Hiç anlamazdım bu dediklerinin ne olduğunu ama arkadaşlara anlatırken '' benim babam bir karış arsaya bile tenezzül etmez''derdim.

Artık radyomuz da olmuştu. Bilmezdi annem nasıl açılacağını Atom Yengeyi çağırırdık hemen. O herşeyi bilirdi çünkü. Hatta pişti oynamayı bile ondan öğrenmiştim. Kızardı bana yenildiğimde ağladığım için. O da aynı şeyi söylerdi ''Erkekler ağlamaz!!!'' Zeki Müren çıktığı zaman sustururlardı bizi. öyle merak ederdimki nasılda sığıyor o radyonun içine diye. Yukarıya bir yere koyarlardı radyoyu ondan kıymetli bir şey yoktu sanki bu evde. üstünü de çok güzel işlemeli örtü ile örterlerdi. Gözlerimi diker seyrederdim Zeki Müren arada dışarı çıkarmıydı acaba.

En küçük kardeşimi alıp misafirliğe giderken annem sıkı sıkı tembih etti ''paşa paşa oturun ben birazdan geleceğim'' diye. Ben zaten evin erkeği olmuştum, ortanca kardeşimede ben bakacaktım. Annem gittikten sonra sandalyeye çıkıp radyonun arkasını incelerken aşağıya düştü çok korkmama yağmen Zeki Müren'i bulmaya karar vermiştim artık... Kardeşime de bir ucundan tutturdum ki birlikte yaptık diyelim. Arka kapak aralandığında "Muharremin" lazımlığının tersine benzeyen demir bir şey görünüyordu, daha aralayınca görürüz diyordum aman ne bileyim işte yoktu oralarda. Nasıl geliyordu? nereden çıkıyordu bu ses çıldırıcaktım nerdeyse. Biraz daha kurcalarken bir sürü şey yayıldı ortalığa.''Herhalde kabloların içinde saklanıyordur'' diye düşünmeye başlamıştım ki o an çok büyük bir kabahat yaptığımı fark ettim,kıpkırmızı olduğumu hatırlıyorum.

Annem eve geldi, o arada becerebildiğim kadarı ile her şeyi sokuşturmuştum içine ama yerine koymaya gücüm yetmiyordu. örtüsünüde bir güzel örtmüştüm üzerine. ınanmadı annem kardeşimin düşürdüğüne. Eyvah dedim yine yıkayacak beni. Hayret annemde telaşlıydı. Meğerse pencereden babamın geldiğini görmüş. Babam geldi radyo yerde ne olduğunu sorunca ben atıldım hemen ''valla ben yapmadım'' diye.öyle demekle ele vermiştim kendimi. İki tokat oldu cezası. Sevinmiştim ucuz atlattık diye meğerse Atom yengeler akşam misafirliğe gelecekmiş...

Kategoriler