NEVREZ HANIM VE KONAĞI 11

Osman Pala | 2008-10-02 03:25:02
Zurnada peşrev olmaz derlerdi, hep merak ederdim ben de, öyle ya yanında davul da gerekmiş..Bahçe epeyce kalabalıklaşmıştı. Bahçedeki çimenler neredeyse boyum kadar olmuşlardı,kırmızı gelincikler ve yeşil çimen ne kadar da güzel görünüyordu. Nevrez Hanım teyzeyle ikimiz kafesli pencerelerin arkasındaki minderliğe oturmuş bahçede olanları seyrediyorduk.

Aklım gelinciklerde kalmıştı. "Ben de öğrenmiştim artık gelincik şurubu yapmasını...Gelincikleri toplayıp yapraklarını zedelemeden yolar, bir şişeye koyardık,üzerine limon ruhu ve su ilave ederek şişenin ağzına uyacak kalınlıkta bir sopa ile yayık vurur gibi vururduk. çeşitli aralıklarla yaptığımız bu işlemden sonra içindeki su kırmızıya doğru renk değiştirir adeta mayalanma süreci geçirirdi". Nereye saklayacağımızı bilemezdik.Hazinemiz olurdu bizim.Arada büyüklerimize gösterirdik olup olmadığı konusunda onlar karar verirdi. Oldu dediklerinde ise büyük iş başarmış insan edası ile bardaklara çok az miktarlarda koyup üzerine su ilave ederdik.öyle büyük bir iş başardığıma inanmıştım ki ilk yaptığım şurubu halâ unutamam.

Fakat bahçedeki hengâmede pek sağlam kalacaklarını sanmıyordum....Pehlivanlar geliyordu teker teker,ellerinde koca hasır zembilleri ile.Yağ kazanlarının yanında çarşaflardan oda gibi bir yer yapmışlar, kestikleri bir çimento torbasının iç kısmına da kömürle “soyunma odası” yazmışlardı.Tam göremiyordum ama bir şey de diyemiyordum. Sıkıntımı anlamış olacak ki: kafesi kaldıralim” dedi.

Şşte koca Sabri amca da geliyordu elinde zembil ile. Biliyordum hiç kimsecikler yenemezdi benim Sabri Amcamı...Pehlivanlar soyunma odasından çıkıp yağ kazanlarının yanına giderek yağlanıyorlardı, elinde kocaman bir ibrikle amcanın biri hepsinin sırtlarına yağ döküyordu.öyle büyük bir merakla seyrediyordum ki......Tamam ben doktor olmayacaktım, paşa da…Pehlivan olmaya karar verdim; ama kimseye söylemeyecektim bunu.

Bir ara pencereden geri çekildiğimde Nevrez Hanım teyzenin yerinde olmadığını gördüm. Arkama baktığımda eğilmiş ağlıyordu. Yine bir sürü resim almış kucağına mırıldanıyordu;”Ne yaptın sen Paşacığım? Nasıl yanlız bırakıp gittin beni? Bak şu halime sudan çıkmışbalık gibiyim'' diyor, elindeki koca çerçeveli resmi öpüyordu. Dayanamıyordum onu böyle gördüğüm zamanlar bende ağlıyordum,ağlıyordum ama kızıyorlardı bu sefer'' Erkek adam ağlar mı?'' diye.

Haydi sen git seyret dediğinde alkış sesleri geliyordu bahçeden. Hemen pencereye koştum. Pehlivanlar elleşmişler helalleşiyorlardı. Elinde tenekeden huni gibi bir şey olan amca sapından tutmuş bağırıyordu (megafon) "Cazgır" diyorlardı kendisine. Peşrev çekiyordu pehlivanlar ayaklarına geçirdikleri kıspetlerine şapuduk şupuduk vura vura. Peşrev bitip güreşler başladığında seyirciler hop oturup hop kalkıyorlardı. Ama ben Sabri amcamın sırası gelsin diye bekliyordum.

Geldiğinde ise heyecandan kalbim duracak gibi olmuştu. Bakalım patates çuvalı gibi miydi Sabri amcam?.. Babam hep öyle anlatıyordu çünkü. Rakibi İbrahim Karabacakmış çok methediyorlardı onu. Ama yenmeliydik. Haydi Sabri amca diye bağırıyordum pencereden.

Olmuyordu ama kocaman adam ikide bir altta kalıyordu. Onu böyle gördükçe hırsımdan ağlıyordum belli etmeden. Nasıl olurdu?Dev gibi adamdı Sabri amca...

Annemin masalda anlattığı dev adam gibi olmuştu Sabri amcam "Keloğlan'ın masaldaki bir dudağı yerde bir dudağı gökteki dev adamı kandırıp kalburla su taşımaya gönderdiğinde kaçıp kurtulacağına sevinirken; diğer yandan dev adama da acırdım. çünkü Sabri amcama benzetirdim onu.

Şu anda alta düşmüş kıpırdayamıyordu. Seyirciler ise “pess pesss” diye çılgınca bağırıyorlar tempo tutuyorlardı. çok üzüldüm ağlamaktan şişmişti gözlerim. Nevrez Hanım teyze eve gidebileceğimi söylemişti. Ağlayarak indim merdivenleri koca kilitli kapının önünden geçerek fırladım dışarıya. Eve geldiğimde kulaklarımda halâ seyircilerin “pess pess” diyen sesleri çınlıyordu. Evet babam bir kez daha haklı çıkmıştı patetes çuvalı gibiydi Sabri amca. Vazgeçtim pehlivan olmayacaktım. Bir daha da hiç bakmadım Sabri amcanın yüzüne...

Kategoriler