PAŞAM

Osman Pala | 2008-10-19 14:40:50
Nankör mü? Yoooo aslaaa. "kendilerine üç kuruşluk menfaat verildiğinde eğilip bükülmeye alışmış insanların" iftirasıdır diye düşünürüm. Bir hayvanın asıl karakterini böylesine muhafazasını kıskandıklarındandır.

Mizacını muhafaza eden bu yaratıklar beraber yaşadıkları insanlarla olan ilişkilerinde öylesine mükemmellikler sergilemektedirler ki şaşırmamak elde değil...

Bundan on iki yıl önce henüz on yaşlarında olan büyük oğlum yanıma gelmek için çıkacağı ilk yalnız yolculuğunda beraberinde bir kedi getirip getiremeyeceğini sorunca getirmesini söylemiştim. Çocuklarımın doğa sevgisinden uzak yetişmelerini istemiyordum çünkü.

Otogara karşılamağa gittiğimde, tek başına yaptığı uzun bir yolculuk sevincinin göz bebeklerindeki ışıltısını dün gibi hatırlıyorum. Düşlerindeki "erkek" olma hayalini gerçekleştirmenin gururunu gözardı etmek te pek mümkün değildi. Kucağında taşıdığı bir aylık kedi yavrusu ise neler olup bittiğinin farkında mıydı bilemezdim elbette? Kediyi incelediğimde gülümsemekten alamamıştım kendimi, dişi bir yavruydu çünkü...

Hayvanlara olan düşkünlük derecesindeki sevgim çocuk yaşlarımda kandırılmama epey sebep olmuştu. Hoş çocuklar için aldıkları bir hayvanın cinsiyeti pek fark etmemesine rağmen büyükler bunu aptallık olarak görüyorlardı. Başlangıçta erkek yavruları tanıdık eşe dosta dağıtıp ardında kalan dişi yavruları ya terk ediyorlar veya bizim gibi hayvan seven çocuklara veriyorlar, ardından da bıyık altından gülüyorlardı...

Gülümsememin sebebi yukarıda bahsettiklerimi oğlumunda yaşamasıydı. Sevdiğim bir isim olduğu için adını Pakize koymuştuk. Beyaz üzerine koyu gri renkleriyle sevimli bir yavru olan Pakizenin büyüdükçe evin iktidarını ele alabileceğini nasıl bilebilirdim ki?.

O güne kadar bahçeli evde oturduğumuz için apartmanda hayvan beslemenin güçlüklerini de bilmiyordum doğrusu öyle ya en büyük sorun tuvalet alışkanlığının bilinçli bir şekilde verilmesiydi. Bilemedim, anlayamadım hayvanın dilini. Edindiğimiz bilgilerle büyük bir leğen alıp kum doldurmuştuk haydi kızım burası senin tuvaletin deyince hemen anlayacağını zannetmiştim.

Aradan bir süre geçtikten sonra bir gün hoplayıp zıplayarak koşuşturduğunu gördüğümde ne olaki diyerek balkona koştum. Evvettttt!!! kızımız defi hacetini leğene yapmıştı. başarmıştık işte ev içindeki sorun bitti diyerek çocuklar gibi sevinmiştik. Evde oğlumla ikimizden başka kimse olmadığı için mamasını ve suyunu koyup evin tüm kapılarını da açık bırakarak işe gidiyorduk.

O da ne?!!! Bir gün eve geldiğimizde Pakize salonun ortasına etmişti edeceğini...

Kategoriler